-
1 arazi
arazi [-rɑːziː] Gelände n; Grundstück n; Grund und Boden m;arazi arabası Geländewagen m;arazi sahibi Grundbesitzer m;arazi olmak fam Schule schwänzen, blau machen -
2 sahip
bir şeye \sahip çıkmak etw beanspruchen, einen Anspruch auf etw geltend machenbir şeye \sahip olmak etw besitzen, etw habenev/araba/çocuk sahibi olmak ein Haus/ein Auto/Kinder habenbir şeye \sahip çıkmak sich etw gen annehmen6) deneyim sahibi olmak über Erfahrung verfügen -
3 sahip
-e sahip çıkmak einen Anspruch (auf A) geltend machen; sich annehmen G; eintreten für; einspringen für; Rechte geltend machen;-e sahip kılmak sich (D) etwas verschaffen; Kind bekommen;-e sahip olmak besitzen A, bekommen A;arazi sahibi Grundbesitzer m;ev sahibi Gastgeber m, -in f; Hausbesitzer m, -in f;söz sahibi wortgewandt;zekâ sahibi vernünftig, intelligent
См. также в других словарях:
arazi olmak — sıvışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arazi — is., coğ., Ar. arāżī Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhâl ağaçlandırılır. Anayasa Birleşik Sözler arazi aracı vakıf arazisi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arazi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak — is., ğı 1) Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak. 2) sf. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük